Engeller aşıldı… Yapay zekaya ‘ışık hızı’

Fotonik Çipler, Yapay Zekâ Uygulamaları İçin Yeni Bir Dönemi Başlatıyor

Son dönemde yapay zekânın gelişimi duraklama noktasına gelmişken, yapay zekâ uygulamalarının devasa işlem gücü ihtiyacı fotonik çiplere olan ilgiyi artırmış durumda. Bilim insanları, ışığı (fotonları) kullanan fotonik çiplerle geleneksel elektroniğin ötesine geçmeyi hedefliyor. Bu çipler, elektrik yerine ışığı kullanarak veri işleme kapasitesini artırırken daha yüksek hız ve bant genişliği sunabiliyor.

Fakat fotonik çiplerin kullanımı konusunda uzun süredir karşılaşılan bazı engeller, Nature dergisinde yayımlanan iki yeni çalışma ile aşılmaya başlandı. Her iki araştırma da fotonik sistemlerin gerçek dünya uygulamalarına entegrasyonunu sağlayacak önemli ilerlemeler kaydedildiğini gösteriyor.

Fotonik hesaplama, elektrikli sistemlerde karşılaşılan direnç ve ısı kaybı gibi verim sorunlarını çözebiliyor. Ayrıca matris çarpımları gibi karmaşık matematiksel işlemleri yüksek verimlilikle gerçekleştirebiliyor, bu da yapay zekânın daha verimli çalışmasını sağlıyor.

Ancak fotonik sistemlerin halen analog temelli olması, dijital elektronik sistemlere göre daha az hassasiyet sunmasına neden olabilir. Ayrıca, ışığın elektriğe dönüştürülme süreci bazı gecikmelere yol açabilir. Büyük ölçekli fotonik devrelerin hassas bir şekilde üretilememesi ve uyumlu yazılımın eksikliği de fotonik sistemlerin kullanımını zorlaştırabilir.

Singapur merkezli Lightelligence şirketinden Bo Peng liderliğindeki ekip, “Pace” adını verdikleri yeni fotonik işlemcileri piyasaya sundu. Bu işlemci, 16 binden fazla fotonik bileşen içeriyor ve düşük gecikme süresiyle karmaşık görevleri yerine getirebiliyor. Fotonik-elektronik entegrasyonu ve yazılım uyumluluğu gibi temel sorunları çözebilecek potansiyele sahip.

Diğer bir gelişme ise ABD merkezli Lightmatter firmasının Nicholas Harris ve ekibinden geldi. Bu ekip, geliştirdikleri fotonik işlemci ile çeşitli yapay zekâ sistemlerini başarılı bir şekilde çalıştırmayı başardı. Shakespeare tarzı metin üretimi, film eleştirilerini doğru sınıflandırma ve Atari oyunlarını oynama gibi görevlerde önemli başarılar elde edildi.

Her iki çalışma da fotonik çiplerin gelecekte yapay zekâ için temel donanım olabileceğini gösteriyor. Ancak bu teknolojilerin daha verimli hale gelmesi için daha iyi materyallerin ve tasarımların geliştirilmesi gerektiği konusunda uzmanlar uyarıyor.

Sonuç olarak, fotonik teknolojiler artık yapay zekâ destekli gerçek dünya uygulamaları için kullanıma hazır hale geliyor. Gelecek, fotonik çiplerin yaygınlaşması ve yapay zekânın daha da gelişmesiyle şekillenecek gibi görünüyor.

Related Posts

iPhone kullanıcıları dikkat! iOS 18.5 için geri sayım: İşte tüm detaylar…

iPhone kullanıcıları için çıkacak olan bir sonraki yazılım güncellemesi iOS 18.5 haftaya geliyor. İşte iOS 18.5’teki yenilikler ve ne zaman yayınlanacağı hakkında bilmeniz gereken her şey.

Sonsuz enerjiye dev adım! Tarihi füzyon başarısı

Fransa, nükleer füzyon teknolojisinde çığır açan bir başarıya imza attı. Fransız Alternatif Enerjiler ve Atom Enerjisi Komisyonu’nun (CEA) yönetimindeki WEST (Tungsten Environment in Steady-state Tokamak) reaktörü, 50 milyon derecelik süper sıcak …

Teknolojik güvenli sürüş yatırımı kazaları yüzde 47 azalttı

Trafik Haftası vesilesiyle güvenli sürüşün önemine dikkat çeken GetirAraç, güvenli sürüşe yönelik teknoloji yatırımlarıyla ağır kaza/hasar oranında yüzde 47 iyileşme sağlandığını duyurdu.

Türk Telekom’dan mobilde tarihi rekor: Son on yılın en güçlü birinci çeyrek performansı

Türkiye’nin dijital dönüşümünün öncüsü Türk Telekom, geleceğin teknolojilerine yönelik faaliyetlerine ve yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. 2025 yılı birinci çeyrek finansal ve operasyonel sonuçlarını açıklayan Türk Telekom, öncü iş kollarındaki büyüme ile yıla güçlü bir başlangıç yaptı.

Netflix yeni televizyon deneyimini tanıttı

Netflix, gelecek haftalarda üyeleriyle buluşturacağı ve tasarımının yanı sıra geliştirilmiş öneri ve arama sistemleriyle dikkati çeken yeni televizyon deneyimini duyurdu.

Araştırma sonuçları yayımlandı: Bebeklerin ilk adımında genetik ve çevre etkisi

Yeni bir araştırma, bebeklerin ilk adımlarını ne zaman attığının sadece çevresel koşullara değil, aynı zamanda genetik mirasa da bağlı olduğunu ortaya koydu. Çalışmaya göre bebeklerin 9 ila 15 ay arasında yürümeye başlamasında hem genetik hem çevresel etkenler birlikte rol oynuyor.