Küresel bir sağlık krizinin de ötesine geçerek sessiz bir salgın gibi yaygınlaşmaya devam eden obezite, dünyada bir milyarı aşkın insanın hayatını tehdit ederken, Türkiye’nin %32’si de bu hastalıkla mücadele ediyor. Hızlı bir şekilde kilo vermeyi sağlayan bariatrik cerrahi, obeziteyle mücadele edenlerin kontrolü yeniden ele almasını sağlarken, mide operasyonlarının son 15 yılda 5 beş kat arttığı kaydediliyor. Hastaların hayal ettikleri görüşüne eşzamanlı kavuşacağı konusunda yanılabileceğini, obezite ameliyatı sonrası hızla kilo veren kişilerde deri sarkmalarının kaçınılmaz olabileceğini belirten Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Keskin, bu durumun estetik kaygılar yaratmasının yanı sıra, kişinin özgüvenini derinden etkileyebileceğini belirterek konuya dair merak edilen detayları açıkladı.
DÜNYADA HER YIL YARIM MILYONU AŞKIN INSAN, OBEZITE IÇIN AMELIYAT OLUYOR
Dünya çapında her yıl yarım milyonu aşkın insanın bariatrik cerrahiye başvurduğunu söyleyen Prof. Dr. Mustafa Keskin, şu değerlendirmede bulundu: “Obezite ameliyatları, aşırı kilolu bireylerin kilo vermesine yardımcı olarak sağlıklarını iyileştiriyor. Ancak hızlı kilo kaybı, cildin elastikiyetini yitirmesine ve deri sarkmalarına yol açabiliyor. Cilt zamanla kilo kaybına adapte olmaya çalışsa da vücutta sarkmalar meydana gelebiliyor. Bu durum kişide hem psikolojik hem de fonksiyonel rahatsızlıklara neden olabiliyor” dedi.
“SARKMALAR EN ÇOK KARIN, KOL, BACAK VE GÖĞÜSTE ORTAYA ÇIKIYOR”
Söz konusu sorunun profesyonel estetik müdahalelerle giderilebileceğini aktaran Plastik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Keskin, sarkmaların en çok hangi bölgelerde ortaya çıktığını şöyle sıraladı: “En sık sarkma bölgelerinin başında karın, kollar, bacaklar ve göğüs bulunuyor. Karın bölgesinde sarkan fazla deri ve yağ dokusu karın germe (abdominoplasti) ameliyatı ile toparlanırken, kol ve bacaklardaki sarkmalar için de benzer başka cerrahi müdahaleler kullanılabiliyor. Bu ameliyatlar, sadece estetik bir görünüm sunmakla kalmıyor, aynı zamanda hastaların kendilerini daha iyi hissetmelerini ve yaşam kalitelerini yükseltmelerinin önünü açıyor.”
“HASTALARIN DA DIKKAT ETMESI GEREKEN HUSUSLAR BULUNUYOR”
Prof. Dr. Mustafa Keskin, “Hastalar genellikle vücutlarında birçok farklı bölgede deri sarkmalarıyla karşılaşabiliyor. Fakat, birden fazla bölgenin aynı anda ameliyat edilmesi her zaman mümkün olmuyor. Hastanın genel sağlık durumu ve ameliyat sonrası iyileşme süreci dikkate alınarak bazı durumlarda bu işlemler, kişiye özel kademeli olarak planlansa da dikkat edilmesi gereken pek çok husus bulunuyor” diyerek değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı:
“Ameliyat sonrasında hastaya da bazı sorumluluklar düşüyor. İyileşme sürecinde korse kullanımı, ödemi azaltmak ve deri altında sıvı birikimini engellemek açısından önemli bir hususu oluşturuyor. Genellikle 6 hafta boyunca korse kullanımı önerilirken fiziksel aktivitelere başlama süresi de genelde 1-2 hafta civarında seyrediyor. Elbette her hasta için bu süre farklılık gösterebiliyor. Bu operasyonlar, hastaların estetik kaygılarını gidermenin de ötesinde, kendilerine olan güvenlerini kazanmalarına yardımcı oluyor.”